Açıklama

1.GÜN: İSTANBUL – KOCAELİ – SAKARYA – DÜZCE

Sabah saat 07.00’de Kadıköy evlendirme dairesinin önünden iki saat sürecek yolculukla; tarihte Bithynia, Roma ve Bizans uygarlıklarının yaşadığı, 1326 yılında da Osmanlı hâkimiyetine giren, yaylaları, şelaleleri, denizi, yeşil tabiat örtüsü ve doğal güzellikleri ile doyumsuz seyirler yaşayabileceğimiz DÜZCE’ye varıyoruz. İlk durağımız bir Çerkes köyü olan Köprübaşı Ömerefendi köyü olacak. Burada dileyen misafirlerimiz ile yöresel köy kahvaltısı alacağız (ekstra). Kahvaltı sonrası, 1864 Kafkas göçü ile bölgeye gelen Adige’lere ait müzik aletleri, tarım aletleri, kültürel kaynaklar ve eski fotoğrafların yer aldığı Adige Kültür Evi ziyaretimizi gerçekleştiriyoruz. Ardından sırasıyla; Adige – Kürt – Ordulu – Karadenizli – Gürcü – Alevi köylerinden geçerek Düzce’nin etnik çeşitliliğini görebileceğimiz bir güzergâhla Güzeldere Şelalesi’ne gidiyoruz. 630 metre rakımlı olan bu şelaleye, 120 metre yükseklikteki blok kayaların üzerinden dökülen bir nehir demek daha uygun olacaktır. Güzeldere Şelalesi gezimizin ardından, Düzce ovasını tepeden göreceğimiz Toptepe’de kısa bir mola vereceğiz. Ardından 764 hektarlık alana sahip Efteni Gölüne gidiyoruz. Efteni Gölü, bünyesinde 35 tanesi kalıcı olmak üzere toplam 150 çeşit kuşa ev sahipliği yapmaktadır. Vereceğimiz fotoğraf molasının ardından, öğle yemeğimizi almak üzere Aydınpınar Şelalesinde bulunan tesislere gidiyoruz. Yemek ve şelale gezimizin ardından, Samandere Köyü’ne hareket ediyoruz. Çavlan, çağlayan ve cadı kazanı gibi ilginç jeolojik özellikleri, zengin ve bakir bitki örtüsü nedeniyle Orman Bakanlığı’nca “Tabiat Anıtı” olarak ilan edilmiş olan Samandere Şelalesi’ni, yüz yıllık bir geçmişe sahip tarihi un değirmenini görüyor, çalışma prensipleri hakkında bilgiler alıyoruz. Sonrasında Düzce şehir merkezinde bulunan otelimize gidiyoruz.

2.GÜN: DÜZCE – AKÇAKOCA – DÜZCE – SAKARYA – KOCAELİ – İSTANBUL

Otelimizde alacağımız kahvaltı sonrası, Konuralp’e gidiyoruz. Burada yer alan antik şehrin tarihi, milattan önce 3. yüzyıla kadar dayanıyor. Rehberimizin vereceği bilgiler eşliğinde; müze, antik tiyatro, lentolu atlı kapı gezimiz sırasında göreceğimiz yerler. Ardından Düzce’nin ilinin Karadeniz’e açılan ilçesi Akçakoca’ya gidiyoruz. Bizans döneminde Diapolis, Osmanlı döneminde Akçaşar – Akçaşehir olarak adlandırılmış olan ilçe, 23 Haziran 1934 tarihinde bir nahiye iken ilçe haline getirilmiş ve bölgeyi zapt eden Akçakoca Bey’in ismine izafeten 7 Eylül 1934 tarihinde Akçaşehir’in adı Akçakoca olmuştur. Nüfusa oranla Karadeniz bölgesinin en fazla fındık üreten bölgesi olan Akçakoca’da yer alan fındık bahçesinde dalından fındık toplama deneyimini yaşayacağız. Öğle yemeğimizi fındık bahçesinde piknik şeklinde alacağız (ekstra). Sonrasında şehir merkezine giderek, dünyada bir eşi de Pakistan’ın İslamabad şehrinde bulunan, ilginç mimarisiyle dikkat çeken Akçakoca Cami’ni görüyoruz. Tarihi 150 – 200 yıl arası geçmişe sahip olan mahalle evlerinin bulunduğu Yukarı Mahalle Pazarı’na gidiyor vereceğimiz serbest zamanda yöresel ürün alışverişi yapma imkânı buluyoruz. Akçakoca’ya has; Osmanlı Saray Mutfağına da girmiş lezzetlerden biri olan, 700 yıllık geçmişe sahip Melengücçeği tatlısını burada tatmanızı öneririz. Verilen serbest zaman sonrası Düzce gezimizi sonlandırıyor ve yaklaşık üç saat sürecek dönüş yolculuğumuza çıkıyoruz. Siz değerli misafirlerimizi aldığımız noktalarda bırakarak, başka turlarımızda görüşmek dileğiyle ayrılıyoruz.

Ücrete Dahil Hizmetler

* Ulaşım
* Rehberlik
* 1 gece yarım pansiyon konaklama
* Araç içi İkramlar
* Seyahat sigortası

Her turumuzda bulunan kişi sayısına gore araç tayin edilmekte olup, sıralama aşağıdaki gibidir.
31 kişi ve uzeri Mercedes Travego -Tourismo , Man Fortuna , Safir
27 kişiye kadar luks Isuzu Turkuaz – Otokar Sultan
16 kişiye kadar Mercedes Sprinter-Volkswagen Crafter araclar kullanılır.